Sen Melek Misin?         

 

ПРОСЛУШАТЬ

 

Apartmandan çıkar çıkmaz soğuk hava yüzüne çarptı, ama onun zihni hâlâ az önce okudukları bir cümleye takılı kalmıştı: "Allah duâları işitir ve kabûl eder..." Dalgın bir halde arabasını çalıştırdı ve evine gitmek üzere yola koyuldu. Ana caddede ilerlerken, birden garip bir duygu doğdu kalbinde.

 

Bu duygu arabayı durdurup bir kutu süt almasını söylüyordu. Önce kulak asmadı ve arabasını sürmeye devam etti. Ama aynı duygu bu defa daha güçlü bir şekilde benliğini sardı. İçinden geleni yaptı ve yeniden yola koyuldu. Bir sokağın ağzından geçiyordu ki, içindeki ses bu defa ona "O sokağa sap!" diye emretti. Birkaç ev geçtikten sonra da, durmasını söyledi. Arabayı sağa çekti ve etrafına bakındı. Şu emir geldi: "Git ve sütü karşı evdeki insanlara ver!"

 

Tereddüt etti uzunca zaman. "İsterlerse bana aptal gözüyle baksınlar.” deyip, karşıdaki evin zilini çaldı. Koşuşturmalar, gürültüler duydu. "Kimsin? Ne istiyorsun?" dedi içerden bir erkek sesi. Oradan uzaklaşmak istedi ama o anda kapıyı fakir görünümlü bir adam açtı.

 

"Buyurun?" diyen ev sahibine sütü uzattı. "Bunu size getirdim." der demez, adam sütü aldığı gibi içeri koştu. Daha sonra bir kadın mutfağa doğru geçti. Onu izleyen adam kucağında ağlayan bir bebekle yanıma geldi. Adamın gözlerinden de sicim gibi gözyaşları dökülüyordu. Yarı ağlayarak şunları söyledi: “Şehre geleli iki ay oluyor. Hâlâ iş bulamadım. Dostun, ahbabın yardımlarıyla bugüne kadar geldik. Ama bugün bebeğimize süt alacak paramız kalmadı. Hanımım devamlı duâ ediyordu. Şöyle söylüyordu: ‘Allahım! Bize bir meleğinle süt gönder!’ Yoksa sen, insan şekline giren bir melek misin?..”

 

Genç adam cüzdanını zorla adamın eline tutuşturup, kelimeler boğazında düğümlenirken arabasına doğru yürüdü...

 

zihin - ум, разум, рассудок

takılı kalmak - повиснуть, держаться

duâ - молитва

işitmek - слышать

kulak asmamak - не обращать внимания; не придавать значения, пропускать мимо ушей

sapmak - поворачивать, сворачивать

tereddüt etmek - колебаться, проявлять нерешительность

görünüm - вид

sicim - верёвочка, шнурок

gözyaşı - слеза

ahbap - приятель, друг

melek - ангел

cüzdan - кошелек

tutuşturmak - всучить, насильно дать, сунуть в руки

düğümlenmek - запутаться, спутаться